Elektrikli araçların (EV) çevreye olan etkileri hakkındaki en yaygın şehir efsanelerinden biri, batarya üretimi ve elektriğin fosil yakıtlardan elde edilmesi nedeniyle aslında o kadar da 'temiz' olmadıkları yönündedir. Ancak Michigan Üniversitesi tarafından yapılan yeni ve kapsamlı bir araştırma, bu iddiayı kesin ve net verilerle çürütüyor. Çalışmaya göre elektrikli araçlar, Amerika Birleşik Devletleri'nin her bir bölgesinde, kullanım ömürleri boyunca benzinli muadillerine göre çok daha az sera gazı salınımına neden oluyor.
Beşikten Mezara Analiz: Gerçek Rakamlar Ne Söylüyor?
Araştırmacılar, bir aracın tüm yaşam döngüsü emisyonlarını, yani üretiminden hurdaya çıkana kadarki süreçte yol açtığı tüm sera gazı kirliliğini inceledi. Bu analiz; batarya üretimini, aracın kullanım sırasındaki egzoz salınımlarını ve şarj edildiği elektriğin üretim kaynaklarını da kapsıyor. Sedanlar için 191,386 mil, SUV'ler için 211,197 mil ve kamyonetler için 244,179 millik ortalama araç ömrü baz alınarak yapılan hesaplamalar, sonuçların ne kadar çarpıcı olduğunu gözler önüne seriyor.
Çalışmanın bulgularına göre, 300 mil menzilli bir bataryalı elektrikli aracın (BEV) yaşam döngüsü emisyonları, benzer bir benzinli araca kıyasla ortalama olarak %71 ila %73 daha düşük. Bu çevresel fayda, tüm araç segmentlerinde geçerliliğini koruyor.
En Büyük Etki, En Büyük Araçlardan Geliyor
Çalışmanın en dikkat çekici bulgularından biri ise, elektrifikasyonun en büyük iklimsel faydayı kamyonet gibi büyük ve ağır araçlarda sağladığı. Araştırmacılar, "Kamyonetlerin elektrifikasyonu, mutlak fayda açısından en büyük potansiyele sahip" diyor. Bu şu anlama geliyor: Devasa, elektrikle çalışan bir kamyonet kullanmak bile, çevre için küçük, benzinle çalışan bir sedan kullanmaktan genellikle daha iyi bir seçenek. Araştırmacılar, "Analizimiz, güç aktarma organlarının elektrifikasyonunun, yalnızca aracı küçültmeye kıyasla yaşam döngüsü emisyonlarını azaltmada daha büyük bir potansiyel sunduğunu gösteriyor" ifadesiyle bu durumu pekiştiriyor.
"Kirli Şebeke" Miti de Çöküyor
EV karşıtlarının sıkça başvurduğu bir diğer argüman ise elektriğin fosil yakıtlardan üretildiği bölgelerde EV kullanmanın bir anlamı olmadığı yönündedir. Ancak bilimsel veriler bunun tam tersini söylüyor. Merkezi bir enerji santrali, milyonlarca bireysel içten yanmalı motordan çok daha verimli çalışır. Bu nedenle, doğal gaz santralinden şarj edilen bir grup EV'nin toplam emisyonu, aynı sayıda benzinli aracın egzozlarından çıkan emisyondan çok daha düşüktür.
Bu verimlilik farkı, batarya üretiminin çevresel maliyetini fazlasıyla telafi ediyor. Araştırma, bir EV'nin toplam yaşam döngüsü emisyonlarının %48-56'sının batarya üretiminden kaynaklandığını, buna karşılık bir benzinli arabada ise emisyonların %92'sinin sadece aracı sürmekten geldiğini ortaya koyuyor. Bu da asıl sorunun bataryada değil, fosil yakıtların yakılmasında olduğunu kanıtlıyor.
Sonuç olarak, bilimsel kanıtlar tartışmaya yer bırakmayacak kadar açık: İklim değişikliğiyle mücadelede elektrikli araçlara geçiş, nerede yaşarsanız yaşayın veya elektriğiniz nereden gelirse gelsin, her zaman daha doğru bir adımdır. Hatta araştırmanın dolaylı olarak işaret ettiği en mantıklı yol, üretim emisyonları zaten geçmişte kalmış olan ikinci el bir EV satın alarak hem cebinize hem de gezegene en büyük iyiliği yapmaktır.
Çevreye duyarlı bir tercih olan elektrikli aracınızın bakımını yaparken de bu hassasiyeti sürdürmek istemez misiniz? Artık motor ve çevresindeki aksamları litrelerce su harcamadan, güvenle ve pırıl pırıl yapabilirsiniz. Bu modern yaklaşım için özel olarak geliştirilen Susuz motor temizleyici ürünümüze göz atın.
