Klasik Amerikan otomobillerini modern başyapıtlara dönüştürmesiyle ünlenen Ringbrothers, bu kez rotasını Atlantik'in diğer yakasına çevirerek otomobil dünyasını şaşırttı. Atölyenin son harikası, alışılmışın dışında bir İngiliz klasiği: 1971 model bir Aston Martin DBS. 'Octavia' adını taşıyan bu proje, İngiliz tasarımının inceliğini ve Amerikan V8 motorlarının saf gücünü tek bir potada eritiyor.
Tasarımda Sınırlar Yeniden Çizildi
Ringbrothers, 'Octavia' projesinde standart bir restorasyonun çok ötesine geçmiş. Tasarımcı Gary Ragle iş birliğiyle aracın orijinal hatları korunurken, boyutları adeta baştan yaratılmış. Tamamen karbon fiberden üretilen özel gövde, binlerce saatlik mühendislik çalışmasının bir ürünü. Bu kapsamlı çalışmanın sonuçları ise rakamlarla kendini gösteriyor:
- Aks mesafesi: 7.6 cm uzatıldı.
- İz genişliği: 20.3 cm genişletildi.
- Arka genişlik: Tam 25.4 cm artırıldı.
Bu radikal değişim, araca sadece daha agresif ve modern bir duruş kazandırmakla kalmıyor, aynı zamanda yol tutuşu ve dengeyi de bambaşka bir seviyeye taşıyor. Projenin gövde tasarımı için CAD ortamında 3,900 saat, el işçiliği ve geliştirme için ise 8,200 saat harcandığı belirtiliyor. Aracın rengi olarak seçilen 'Double-0 Silver' (Çift Sıfır Gümüşü) ve 'Nuclear Olive Green' (Nükleer Zeytin Yeşili) detaylar ise bu sanat eserini tamamlıyor.
Kaputun Altındaki Amerikan Kalbi
Bu İngiliz centilmeninin kaputunun altında ise saf bir Amerikan gücü yatıyor. Orijinal Aston Martin motorunun yerini, Wegner Motorsports tarafından özel olarak hazırlanan 5.0 litrelik Coyote V8 motor almış. Bu da yetmezmiş gibi, motora 2.65 litrelik devasa bir Harrop supercharger eklenmiş. Sonuç mu? Dudak uçuklatan 805 beygir güç! Orijinal DBS'in 320 beygirlik gücüyle kıyaslandığında, 'Octavia'nın nasıl bir canavara dönüştüğü daha net anlaşılıyor. Bu muazzam güç, altı ileri manuel şanzıman aracılığıyla yola aktarılıyor.
Modern Mühendislik ve Lüks Detaylar
Aracın altyapısı da en az motoru kadar iddialı. Roadster Shop tarafından geliştirilen Fast Track Stage III şasi ve tamamen bağımsız arka süspansiyon sistemi, modern bir spor otomobil performansı vaat ediyor. Dört tekerlekte de Fox Racing coilovers, devasa Brembo frenler ve Michelin Pilot Sport Cup 2 lastiklerle sarılmış HRE jantlar görev yapıyor.
İç mekanda ise lüks ve teknoloji bir arada. Karamel rengi deri döşemeler, karbon fiber detaylar ve 3D yazıcıyla üretilmiş paslanmaz çelik vurgular, klasik tasarıma modern bir dokunuş katıyor. Aracın dört bir yanına işlenmiş 'Octavia' logoları ise projenin imzası niteliğinde.
"Bu otomobilin mühendisliğindeki incelikleri anlatmak neredeyse imkansız. Bizi konfor alanımızın dışına itti ve hareket eden mekanik bir sanat eseri yaratmamızı sağladı. Amerikan kasının vahşiliğini, İngiliz zarafeti ve otomobil kültürüyle birleştirdik."
Monterey Otomobil Haftası'nda sahneye çıkan 'Octavia'nın fiyatı açıklanmasa da, bu denli detaylı bir işçiliğin ve mühendisliğin oldukça yüksek bir maliyete sahip olduğu kesin.
'Octavia' gibi bir eserin 'Double-0 Silver' rengindeki göz alıcı parlaklığını ve pürüzsüzlüğünü korumak, en az onu yaratmak kadar özen ister. Siz de aracınızın boyasını dış etkenlere karşı bir zırh gibi korumak ve ona ayna parlaklığında derin bir görünüm kazandırmak için, titanyum ve doğal Carnauba ile güçlendirilmiş seramik wax ürünümüzü keşfedin.
