Rivian R1T ve R1S, 1000 beygiri aşan güçleri ve etkileyici yerden yükseklikleri ile hem asfaltta bir spor otomobil gibi hızlanabilen hem de en zorlu kayalara tırmanabilen, günümüzün en yetenekli elektrikli araçları arasında yer alıyor. Ancak dört tekerleğe ayrı ayrı güç veren bu modern teknoloji, özellikle deneyimli arazi tutkunlarının vazgeçilmezi olan basit bir mekanik çözüme karşı önemli bir dezavantaj barındırıyor.
Yazılım Harikası ve Tekerlek Patinajı Sorunu
Yapılan arazi testlerinde Rivian R1T, zorlu ve kaygan bir kaya tırmanışında gücünü gözler önüne seriyor. Fakat dikkatli gözler, tırmanış sırasında aracın sık sık silkelendiğini, lastiklerin patinaj çektiğini ve hatta havada yanan lastik kokusunun hissedildiğini fark ediyor. Bu durumun tek bir sebebi var: Dört motorlu bir elektrikli araç güç aktarım sistemi, gücü mekanik olarak kilitleyen diferansiyellere sahip bir araca göre her zaman daha fazla tekerlek patinajına izin vermek zorundadır.
Bu konuya yabancı olanlar için açıklayalım: Kilitli diferansiyel (locker), iki tekerleğin her koşulda aynı hızda dönmesini sağlayan mekanik bir parçadır. Örneğin, arka diferansiyeli kilitlediğinizde, sağ ve sol arka tekerlekler birbirine mekanik olarak bağlanır. Bu sayede, tekerleklerden biri havada kalsa veya çamura batsa bile, sağlam zemindeki diğer tekerlek gücü alarak aracı ileri itmeye devam eder.
Buna karşılık, Rivian'ın dört motorlu sisteminde her tekerlek bağımsız bir motor ve yazılım tarafından kontrol edilir. Bu sistemin bir tekerleğin patinaj yaptığını anlaması için, o tekerleğin önce patinaj yapması gerekir. Yazılım bu durumu algıladıktan sonra o tekere giden gücü keser veya fren uygular. Bu anlık gecikme, tırmanış sırasında duyulan o patinaj seslerine ve aracın gücünü en verimli şekilde kullanamamasına neden olur.
Sürücü Deneyimi: Güç ve Kontrol İkilemi
Bu durum, sürücü için de kafa karıştırıcı bir deneyim yaratabiliyor. Geleneksel bir arazi aracında tekerlek patinaj yaptığında sürücü içgüdüsel olarak gazdan ayağını çeker. Ancak Rivian R1T'de, bir tekerlek boşa dönerken, sistemin diğer tekerleklere daha fazla güç aktarabilmesi için sürücünün gaza daha fazla basması gerekebiliyor. Bu, bin beygirlik bir gücün aniden yola tutunup aracı ileri fırlatabileceği düşüncesiyle oldukça stresli bir an yaratıyor.
Testi gerçekleştiren uzmanlar da benzer bir noktaya parmak basıyor: "Mekanik bir kilit tercih ederdim, böylece dört tekerleğin de her zaman döndüğünden emin olurdum. Sonuçta, bu size daha fazla kontrol hissi veriyor."
Sonuç: Her Koşulun Şampiyonu Farklı
Bu eleştiriler, Rivian R1T'nin kötü bir arazi aracı olduğu anlamına gelmiyor. Aksine, dört motorlu sistem, aracı o zorlu tepeden defalarca sorunsuzca çıkardı. Bu teknoloji, yolda viraj alırken tork yönlendirme (torque vectoring) gibi üstün yetenekler sunarak Rivian'ın hem yolda hem de arazide olağanüstü bir sürüş deneyimi vaadini yerine getirmesini sağlıyor.
Ancak sonuç nettir: Quad-Motor (Dört Motor) sistemi, genel kullanım ve çok yönlülük için harikadır. Fakat konu saf, ödünsüz ve hardcore arazi performansı olduğunda, yoldaki konforu umursamayan tutkunlar için tahtın sahibi hala kilitli diferansiyellerdir. Gelecekte ön ve arka kilitli diferansiyellerle piyasaya çıkması beklenen Scout gibi elektrikli araçların bu alanda ne kadar iddialı olacağını görmek heyecan verici olacak.
Haberde bahsedilen türden zorlu arazi maceraları, lastikleri fazlasıyla zorlar ve yıpratır. Patinaj, sürtünme ve zorlu koşullar lastiklerinizin rengini soldurabilir. Maceranızdan sonra aracınızın lastiklerine o derin siyah parlaklığı geri kazandırmak ve onları çevresel etkenlere karşı korumak için özel olarak formüle edilmiş jel ürünümüze göz atabilirsiniz. Aracınızın gücünü yansıtan bakımlı lastikler için en iyi Lastik Parlatıcı çözümünü keşfedin.
