Volkswagen, sürücülerin fiziksel düğmeler yerine göz hareketlerini kullanarak araç fonksiyonlarını kontrol etmesini amaçlayan yeni ve tartışmalı bir teknolojinin patentini aldı. Otomobil devinin bu adımı, dokunmatik ekranlara karşı artan tepkiler ve "düğmeleri geri getirme" sözü sonrası şaşkınlık yarattı.
Göz Takibiyle Kontrol Nasıl Çalışıyor?
Alman Patent ve Ticari Marka Ofisi'ne yapılan başvuruda detaylandırılan sisteme göre, sürücünün bir işlevi aktif hale getirmek için önce o bileşene bakması gerekiyor. Örneğin, silecekleri çalıştırmak için önce ön cama, sunroof'u açmak için tavana veya sesi ayarlamak için radyoya bakmanız şart. Bu bakışın ardından direksiyon üzerindeki gibi evrensel bir kontrol yüzeyi (örneğin bir dokunmatik ped) kullanılarak istenen işlem gerçekleştiriliyor.
Peki Volkswagen neden böyle bir yola başvuruyor? Patent başvurusuna göre amaç, artan fonksiyon sayısının getirdiği karmaşık menü yapılarını ve düğme kalabalığını ortadan kaldırmak. Şirket, bu yolla sürücünün operasyon sırasında trafikten daha az uzaklaşacağını iddia ediyor.
"Artan fonksiyon ve ayar seçenekleri, genellikle daha derin menü yapılarına veya kontrol elemanlarının çoğalmasına yol açar. Bu durum, kullanım sırasında kullanıcının dikkatini trafikten giderek daha fazla dağıtır."
Daha Fazla Dikkat Dağınıklığı Riski
Ancak bu çözüm, beraberinde ciddi bir soruyu getiriyor: Kontrol etmek istediğiniz her şeye bakmak zorunda kalmak, fiziksel bir düğmeyi ezberden bulmaktan daha mı az dikkat dağıtıcı? Eleştirmenlere göre bu sistem, bir soruna çözüm ararken daha büyük bir sorun yaratma potansiyeli taşıyor.
Koltuk ısıtması, camlar, silecekler veya multimedya gibi temel fonksiyonları ayarlamak için bile önce ilgili donanıma göz atmak zorunda kalmak, kas hafızasına dayalı fiziksel kontrollerin güvenliğine ters düşüyor. Deneyimli bir sürücü, yoldan gözünü ayırmadan klimanın veya radyonun düğmesini rahatlıkla bulabilirken, yeni sistem sürekli olarak bakışların yoldan ayrılmasını gerektiriyor.
Otomotiv Dünyası Düğmelere Geri Dönüyor
Volkswagen'in bu patenti, şirketin minimalist iç mekan tasarımı ve dokunmatik yüzeylerin yoğun kullanımı nedeniyle aldığı büyük eleştirilerin hemen ardından gelmesiyle daha da ironik bir hal alıyor. Şirket, kullanıcı geri bildirimleri doğrultusunda araçlarına fiziksel düğmeleri geri getireceğine dair söz vermişti.
Üstelik, sadece Volkswagen değil, sektördeki diğer birçok dev marka da dokunmatik ekranların aşırı kullanımından geri adım atıyor:
- Mercedes-Benz: "Fiziksel düğmeler daha iyi" diyerek direksiyon simidindeki dokunmatik kontrolleri terk edeceğini açıkladı.
- Skoda: Kullanıcıların "düğmelere ve çevirmeli kontrollere ihtiyacı olduğunu" anladıklarını belirtti.
- Ferrari: Gerçek düğmeleri kaldırmanın bir hata olduğunu itiraf etti.
Patent, bu göz takibi teknolojisinin sesli komut sistemiyle birlikte çalışabileceğini ve hatta gelecekte hologramlar aracılığıyla kontrol imkanı sunabileceğini de öne sürüyor.
Kötü Fikirler Rafına Kalkacak Bir Proje mi?
Sonuç olarak, Volkswagen'in bu yeni patenti, sürücü deneyimini iyileştirmekten çok daha karmaşık ve potansiyel olarak tehlikeli hale getirebilecek bir "çözüm" gibi görünüyor. Otomotiv dünyasının genel eğilimi dokunmatik ekran çılgınlığından uzaklaşıp kullanıcı dostu fiziksel kontrollere dönmekken, bu patentin yalnızca bir fikir olarak kalması ve şirketin "kötü fikirler rafına" kaldırması umuluyor.
Otomotiv teknolojisi göz takibi gibi fütüristik adımlarla ilerlerken, aracınızın kokpiti de bu modernliğe yakışır bir görünüme sahip olmalı. Düğme kalabalığından arınmış, şık ve teknolojik iç mekanların parlaklığını korumak ve tozdan arındırmak, sürüş deneyiminin ayrılmaz bir parçasıdır. Siz de aracınızın konsolunu ve iç plastik aksamlarını ilk günkü gibi canlı tutmak için etkili bir Torpido parlatıcı kullanarak fark yaratabilirsiniz.