Otomotiv dünyasının köklü isimlerinden Mercedes-Benz, yıllardır araç iç mekanlarında artan ekran kullanımını nihayet tek bir devasa ekranda birleştirdi. Markanın elektrikli geleceğine ışık tutan bu yenilik, özellikle yeni GLC EQ Teknolojisi modelinde kendini gösteriyor ve "Hyperscreen" olarak adlandırılan sistemin evrimleşmiş bir versiyonunu sunuyor.
Adeta bir kokpitin çehresini tamamen değiştiren bu dev ekran, A sütunundan diğerine uzanarak 99.3 santimetre (39.1 inç) gibi etkileyici bir çapıyla iç mekana hükmediyor. Eski EQC'nin yerini alacak olan elektrikli crossover, bu muazzam ekranında binden fazla LED'i entegre ederek sürücülere ve yolculara bambaşka bir dijital deneyim vaat ediyor. Mercedes, her ne kadar ilk bakışta dikkat dağıtıcı gibi görünse de, sistemin "görkemli, yüzen ekranının" iki farklı bölümünün eş zamanlı olarak dahili kaydırıcılar aracılığıyla ayarlanabileceğini belirtiyor. Ancak bu dev ekranın opsiyonel bir donanım olduğunu ve daha uygun fiyatlı versiyonlarda daha geleneksel bir konsol tasarımının bulunacağını eklemekte fayda var.
Her şey dijitale terk edilmiş değil; direksiyon simidi, orta konsol ve kapı içlerindeki birkaç fiziksel düğme varlığını sürdürüyor. Ancak, iç mekanın tartışmasız odak noktası, şüphesiz bu devasa ekran. Bu tasarım trendinin zamanla diğer Mercedes modellerine de yayılması bekleniyor. Lüks markalar, büyük ekranları premium çekicilikle eşdeğer tutma eğiliminde olsa da, bu görüşe herkesin katılmadığı bir gerçek. Bazıları, zarif malzemeler ve şık gösterge paneli tasarımlarının yerini ekran merkezli bir düzenin almasının, zamanla estetik açıdan sorun yaratabileceğini düşünüyor. Ancak GLC'nin çoğu kullanıcının uzun yıllar boyunca saklamayı planladığı bir araç olmadığı da göz önünde bulundurulabilir. Yine de, bu değişim, Mercedes iç mekanlarının on yıl önceki orijinal GLC'den bu yana, hatta fiziksel düğmelerle dolu "şanlı günlerinden" bu yana ne kadar evrildiğinin çarpıcı bir göstergesi.
Yeni CLA modeli de, dikey bir gösterge paneli içinde ekranlara yoğun bir şekilde yaslanıyor ancak üç ayrı ekran kullanarak farklı bir yaklaşım sergiliyor. Hangi düzenin daha iyi çalıştığını söylemek zor olsa da, Mercedes'in bu yöne doğru ilerlediği açıkça görülüyor. GLC'nin kabininin geri kalanı ise, metal havalandırma menfezleri, hoparlör ızgaraları ve bol miktarda deri ve şık dikişlerle Mercedes'in üç köşeli yıldızına yakışır derecede lüks bir atmosfere sahip.
Sektördeki rakipler de bu trende kayıtsız kalmıyor. BMW, yeni iX3 modeliyle yeni nesil iDrive sistemini tanıtırken, 17.9 inçlik dokunmatik ekran ve ön camın tabanına yayılan sütunlar arası bir projeksiyonla akıllı telefon kullanıcılarını cezbetmeyi hedefliyor. Audi ve Porsche de benzer bir yolu izleyerek, Çin pazarında zaten standart haline gelen ekran ağırlıklı trendi benimsiyorlar. Otomobil üreticilerinin müşterilerinin araçlarında ne istediğini anlamak için kapsamlı araştırmalar yaptığı varsayılıyor ve çoğunluğun tercihi ekranlardan yana olduğu görülüyor; bu da ekranların gelecekte araç iç mekanlarına tamamen hakim olacağının bir işareti.
GLC EQ Teknolojisi modeline dönecek olursak, Mercedes şimdilik sadece iç mekanını gözler önüne serdi. Aracın tam tanıtımı, önümüzdeki hafta Münih'teki IAA Mobility Show öncesinde, 7 Eylül Pazar günü yapılacak.
Mercedes-Benz'in Hyperscreen ile iç mekanda başlattığı dijital devrim, modern lüksün yalnızca ekrandan ibaret olmadığını gösteriyor. Aracınızın kokpitindeki her detayın, bu prestijli havayı tamamlaması önemlidir. Solmuş plastik ve matlaşmış torpido yüzeylerine veda ederek aracınızın içini de en az dışı kadar göz alıcı kılmak için Torpido parlatıcı ürünümüzü keşfedin.
