SEPETTE %5 İNDİRİM 🚀

ÜCRETSİZ KARGO FIRSATINI KAÇIRMAYIN! 🎁

KREDİ KARTINA 12 TAKSİT FIRSATI 🛍️

0

Avrupa Otomotiv Sektöründe Kader Anı: Çin Baskısı ve Emisyon Yasağı Çıkmazı

Avrupa Otomotiv Sanayii Kavşakta: 2035 Yasağı ve Çin Tehdidi Altında Bir Dönüşüm
Yayınlanma Tarihi: 10 September 2025, 16:56

Avrupa'nın otomotiv endüstrisinin kaderi, iki kritik coğrafi merkezde atılacak adımlara bağlı: Pekin ve Brüksel. Münih'te düzenlenen devasa IAA Otomobil Fuarı, bu gerçeği bir kez daha gözler önüne serdi. Çinli markaların fuardaki ezici varlığı ve Avrupa Birliği'nin 2035 yılına kadar yeni benzinli ve dizel araç satışlarını yasaklama hedefi, sektörün geleceğini şekillendiren temel faktörler olarak öne çıkıyor.

Bu yılki IAA Münih fuarı, adeta nisan ayında Şanghay Otomobil Fuarı'nın bir devamı niteliğindeydi. Çinli otomobil üreticileri, yeni modelleri, markaları ve teknolojileriyle adeta bir gövde gösterisi yaparak Skoda'dan Bentley'ye kadar tüm alıcıları hedeflediklerini açıkça ortaya koydu. Bu durum, Avrupa'nın köklü markaları için ciddi bir rekabet tehdidi oluşturuyor.

Brüksel'in 2035 Yasağı Gündemde

Avrupa Birliği'nin 2035 yılına kadar sadece sıfır emisyonlu araç satışına izin verme hedefi, hiç olmadığı kadar hararetli tartışmalara sahne oluyor. Avrupalı otomobil üreticileri, Çinli rakiplerine karşı koymak için agresif elektrikli araç planları açıklasa da, bu yasağın uygulanabilirliği konusundaki şüpheler artıyor.

Mercedes-Benz CEO'su Ola Källenius'un V12 motorlarının piyasada kalacağını teyit ederken, aynı zamanda megawatt şarj teknolojisinde büyük ilerleme kaydettiklerini duyurması, Avrupa otomobil üreticilerinin içinde bulunduğu ikilemi gözler önüne seriyor. Bir yandan yeni nesil elektrikli araç teknolojilerine yoğun yatırım yapılırken, diğer yandan içten yanmalı motorlara olan bağlılık devam ediyor.

On yıl gibi kısa bir sürede iş modellerini tamamen 'elektro-mobiliteye' dönüştürmenin ne kadar kârlı olacağı belirsizliğini koruyor. CNBC'nin raporlarına göre, birçok şirket bu yasağın hafifletilmesi için mücadele ediyor ve seslerini yükseltmekten çekinmiyorlar. Ancak sektör içinde de bir fikir birliği yok.

Volvo ve Polestar gibi elektrikli araç üreticileri ile malzeme tedarikçileri, batarya üreticileri ve şebeke operatörlerinden oluşan 150'den fazla sektör lideri, Avrupa Komisyonu'na açık bir mektup imzalayarak 2035 sıfır emisyon hedefine sıkıca sarılma ve daha cesur adımlar atma çağrısında bulundu. Bu hedef sayesinde yüz milyarlarca avroluk yeni yatırımın tetiklendiğini belirttiler.

Ancak BMW, Mercedes, Volkswagen, Renault ve diğerlerini temsil eden iki otomotiv ve tedarikçi lobisi grubu ise Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'e gönderdikleri mektupta, AB'nin 2035 karbon hedeflerinin "artık uygulanabilir olmadığını" savundu. Mercedes patronu Ola Källenius'un da imzaladığı bu mektupta, Avrupa'nın endüstriyel rekabetçiliğini, sosyal uyumunu ve tedarik zincirlerinin stratejik direncini korumak için emisyon azaltma planının "yeniden kalibre edilmesi" gerektiği belirtildi.

Almanya Şansölyesi Friedrich Merz de bu tartışmaya katılarak, tek taraflı teknoloji taahhütlerinin "temelden yanlış bir ekonomik politika yolu" olduğunu ve ülkenin hayati otomotiv sektörünü intihara sürükleyebileceğini ima etti. Bu sözler, AB'nin 2035 karbon düzenlemesine yönelik üstü kapalı bir eleştiri olarak yorumlandı.

Otomotiv sektörü liderlerinin bu konuyu görüşmek üzere AB Komisyonu Başkanı ile bir araya gelmesi bekleniyor. Avrupa, elektrikli araç talebi, şarj altyapısı, enerji maliyetleri, genel pazar yavaşlaması ve işgücü sorunları gibi pek çok zorlukla boğuşurken, 10 yıl içinde tamamen sıfır emisyona geçme baskısı durumu daha da karmaşık hale getiriyor. Ancak diğer yandan, iklim değişikliğiyle mücadeledeki bilimsel gerçekler, ulaşım ve üretimden kaynaklanan karbon emisyonlarının kökten azaltılması gerektiğini açıkça gösteriyor. Bu tabloya bir de Çinli otomobil üreticilerinin Avrupa pazarında benzinli araçlarla değil, elektrikli araçlarla hızla ilerlemesi eklenince, Avrupalı regülatörler büyük bir ikilemle karşı karşıya kalıyor: büyük bir endüstriyi riske atmak mı, yoksa iklim kaygılarını ön planda tutmak mı? Orta bir yol mümkün mü?

Volvo CEO'sundan Keskin Bir Uyarı: 'Her Şirket Bunu Başaramayacak'

2012'den 2022'ye kadar Volvo'nun CEO'luğunu yapan 74 yaşındaki Hakan Samuelsson, adeta emeklilikten son bir savaş için geri çağrıldı. Geely Group'a ait olan Volvo'nun yaşadığı satış düşüşleri, yazılım sorunları ve kilit modellerdeki gecikmeler gibi sorunlarla mücadele eden Samuelsson, sektörün geleceği hakkında keskin bir öngörüde bulundu.

Bloomberg'e konuşan Samuelsson, "Endüstri elektrikli olacak, geri dönüş yok. Bazı bölgelerde biraz daha uzun sürebilir, ancak yön açık. Yaklaşık 10 yıl içinde arabaların hepsi elektrikli olacak ve maliyetleri daha düşük olacak" dedi.

Samuelsson'un analizi, Avrupa'daki birçok meslektaşının benzinli araç yasağına karşı verdiği mücadeleden farklı bir tablo çiziyor. Eski dünyada Ford, GM, Toyota ve Volkswagen gibi baskın oyuncular varken, yeni dünyada iki veya üç çok güçlü Çin markası olacağını öngörüyor. Bu durumun, eski markalar için alanı daraltacağını ve bir yeniden yapılanma dalgasını tetikleyeceğini belirtiyor. "Bazı şirketler yeni koşullara uyum sağlayacak ve hayatta kalacak. Diğerleri ise başaramayacak" sözleri, sektördeki köklü değişimin kaçınılmazlığını vurguluyor.

Böylesine deneyimli bir sektör veteranından ve köklü bir markayı geleceğe taşımaya çalışan bir yöneticiden bu sözleri duymak oldukça dikkat çekici. Eğer işler kötü giderse, Volvo'nun da hayatta kalamayacak markalardan biri olabileceği ihtimali de ortaya konmuş oluyor.

Pekin'deki yükselen Çinli markaların Avrupa'ya açılma stratejileri ve Brüksel'in sıfır emisyon hedefleri arasındaki bu çekişme, Avrupa'daki sürüşün ve otomotiv sektörünün geleceğini kökten belirleyecek gibi görünüyor. İklim kaygıları ile endüstriyel hayatta kalma mücadelesi arasındaki bu gerilim, kıtanın otomotiv manzarasını tamamen değiştirebilir. Ortak bir zemin bulunabilecek mi, yoksa sektör büyük bir dönüşüm dalgasına mı kapılacak, zaman gösterecek.

Avrupa otomotiv sektörünün geleceği tartışılırken, aracınızın değeri ve parlaklığı da sizin için birincil öncelik olmalı. Yeni nesil teknolojilerle üretilen Altınoran Titanium Seramik Wax Krem Cila, otomobilinizin boyasına sadece üstün parlaklık katmakla kalmaz, aynı zamanda zorlu dış etkenlere karşı uzun süreli, nano teknoloji destekli bir koruma sunar. Aracınızın dış görünümünü koruyarak değerini artırmak, geleceğe yapılan akıllı bir yatırımdır. Bu ileri düzey koruma için seramik wax ürünümüze göz atın.

SEPET

TOPLAM:
Sepete Git

ÜYE OL

Üye ol düğmesine tıklayarak, Üyelik Sözleşmesi'ni ve Gizlilik Sözleşmesi'ni kabul etmiş olursunuz.

Zaten bir hesabın var mı?

ARAMA YAP