Mercedes-AMG, elektrikli performans sedan segmentini temelden sarsacak yeni bir adımla sahneye çıktı. Porsche Taycan'ın en büyük rakibi olarak konumlandırılan ve üretime oldukça yakın görünen bu yeni fastback konsepti, 1341 beygir gücü ve 358 km/s azami hızıyla adeta bir savaş ilanı niteliği taşıyor.
Bu araç, AMG'nin tamamen kendine özgü elektrikli mimarisi olan AMG.EA (AMG Electric Architecture) platformu üzerine inşa edilen ilk model olma özelliğini taşıyor. AMG GT XX konsepti, markanın elektrikli geleceğe nasıl baktığının en net göstergesi: hızlı, gürültülü ve lastik dumanları içinde yana doğru süzülen bir sürüş keyfi. Bu, AMG'den beklenen o safkan heyecanı elektrik motorlarıyla buluşturma vaadidir.
Devrimsel Güç ve Teknoloji: Üç Motor ve Eksenel Akılı Motorlar
Aracın kalbinde üç adet elektrik motoru yatıyor. Biri ön aksa güç verirken, arka aksta her bir tekerlek için ayrı birer motor bulunuyor. Bu yapı, gücü tekerleklere inanılmaz bir hassasiyetle dağıtan ve tork yönlendirmeyi (torque vectoring) en üst seviyeye taşıyan bir sistem sunuyor. Mercedes, bu modelde kullandığı eksenel akılı motorların, geleneksel radyal motorlara kıyasla yaklaşık üç kat daha yüksek güç yoğunluğuna sahip olduğunu iddia ediyor.
Sınırları Zorlayan Batarya ve Şarj Teknolojisi
AMG.EA mimarisi, 800 voltluk bir altyapı üzerinde çalışıyor. Bu da akıl almaz şarj hızları anlamına geliyor. Konsept araç, ortalama 850 kW, zirvede ise 1 MW'a yaklaşan bir güçle şarj olabiliyor. Bu değerler, sadece 5 dakikalık bir şarjla yaklaşık 400 km (WLTP) menzil eklemeye yetiyor ki bu, sektördeki en iddialı rakamlardan biri.
Bu inanılmaz şarj performansı, 3.000'den fazla silindirik hücreden oluşan özel bir NCMA (nikel, kobalt, manganez, alüminyum) batarya paketi sayesinde mümkün oluyor. Mühendislik harikası olarak nitelendirilebilecek bir diğer teknoloji ise akıllı hücre soğutma sistemi. İletken olmayan özel bir yağ kullanılarak her bir batarya hücresi ayrı ayrı soğutuluyor. Bu sistem, aynı zamanda bataryanın hızlı şarj öncesinde ideal sıcaklığa ulaşmasını sağlıyor.
Tasarım ve Aerodinaminin Mükemmel Uyumu
Araç, sadece gücüyle değil, 0.198 gibi inanılmaz düşük bir sürtünme katsayısıyla da dikkat çekiyor. Bu aerodinamik verimlilik, aracın alçak yapısı ve soğutma ihtiyacına göre kademeli olarak açılıp kapanan aktif ön panjur gibi akıllı çözümlerle sağlanıyor.
Retro-fütüristik olarak tanımlanan dış tasarımın üretim modelinde büyük ölçüde korunması bekleniyor. Köpekbalığı burnu tasarımı, büyük panjuru ve üç daireli arka aydınlatma grubuyla son derece sportif bir görünüme sahip. Dört kapılı coupe formundaki gövdenin en ilginç detayı ise arka camın bulunmaması. Bu nedenle araçta bir iç dikiz aynası da yer almıyor.
Sürüş Ruhunu Koruyan Detaylar: V8 Sesi ve Sanal Vitesler
Mercedes-AMG, elektrikli bir araçta bile sürüş dramasından vazgeçmiyor. Direksiyonun arkasında "Yukarı" ve "Aşağı" olarak işaretlenmiş kulakçıklar bulunuyor. Sürücüler bu araçta, kabin içine (ve muhtemelen dışına) yansıtılan simüle edilmiş bir V8 sesi eşliğinde sanal vites değiştirebilecekler. Bu özelliğin, Hyundai Ioniq 5 N modelinde olduğu gibi sürüş keyfini beklenmedik şekilde artırması hedefleniyor.
AMG GT XX konseptinin üretim versiyonunun 2025 sonu veya 2026'da yollara çıkması bekleniyor. Ayrıca bu platformu kullanacak daha yüksek bir crossover modelinin de kısa süre sonra tanıtılması planlanıyor.